Türkiye’nin elektrikli mobilite yolculuğu hızlanırken, sektörün en kapsamlı buluşması niteliğindeki Elektrikli Araç Şarj İstasyonu ve Teknolojileri Fuarı, bu yıl hem katılımcı çeşitliliği hem de profesyonel organizasyonuyla dikkat çekti.
Elektromobilite altyapısından yenilikçi şarj çözümlerine, batarya teknolojilerinden enerji yönetim sistemlerine kadar geniş bir ekosistemi bir araya getiren fuar, Türkiye’nin bu alandaki vizyonunun sahadaki en somut göstergesi oldu.
Elektrikli araç şarj dünyasının en büyük buluşmasına; şarj istasyonları, yazılım çözümleri, enerji yönetimi, batarya teknolojileri ve e-mobilite altyapısı alanında 5 ülkeden 134 katılımcı şirket ve toplam 2 bin 491’i yabancı olmak üzere 13 bin 236 ziyaretçi katılım sağladı. Fuar kapsamında düzenlenen 4. Uluslararası EV Charge Show Konferansı ise 20 oturumda 80’in üzerinde konuşmacıyla gerçekleşti.
Aralarında Boğaziçi Üniversitesi Prof. Dr. Cem Avcı, IEEE Türkiye Şubesi Başkanı Prof. Dr. Nizamettin Aydın, Türk Standartları Enstitüsü Hizmet Yeri Belgelendirme Ankara İl Müdürü Kürşat Bacanlı, TOBFED Genel Başkanı Serkan Bakırtaş, T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Bayram,T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Emre Dabak, Siemens E-Mobility Türkiye Ülke Müdürü Rıfkı Çolak, WAT Mobilite Genel Müdür Yardımcısı / EA Şarj Servisleri İş Birimi Lideri Mehmet Burak Demirtaş, Huawei Teknoloji Elektrikli Araç Şarj Ağı İş Birimi Direktörü Ekrem Gültekin, Schneider Electric Türkiye e-Mobility Direktörü Hakan Kurtulmuş, İETT Ulaşım Planlama Daire Başkanı Yusuf Limon, Avrasya E-Mobilite Derneği Başkanı Haluk Sayar, İstanbul Enerji A.Ş. Genel Müdürü Dr. Yüksel Yalçın, Rekabet Kurumu Baş Rekabet Uzmanı Dr. Öğr. Gör. Mehmet Yanık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yrd. Doç. Dr. Pelin Alpökin’in de bulunduğu değerli konuşmacılar sektörle ilgili güncel konulara ve gelecek nesil teknolojileri değerlendirmeye aldı.
Sektör Neden Bu Kadar İlgi Gösterdi?
Elektrikli araç satışlarının hızla arttığı bir dönemde, şarj altyapısının gelişmesi artık stratejik önem taşıyor. Dolayısıyla sektördeki şirketler, yatırımcılar ve teknoloji geliştiriciler fuara yalnızca ürün tanıtmak için değil, aynı zamanda iş bağlantıları kurmak ve geleceğe dair yol haritalarını şekillendirmek için akın etti.
Peki bu fuarı benzerlerinden ayıran neydi?
Çoğu katılımcı için yanıt netti: Gerçek anlamda profesyonel bir kurgunun varlığı. Peki, hangi markalar ve tTeknolojiler öne çıktı?
Fuarda, yüksek hızlı şarj ünitelerinden modüler batarya sistemlerine, enerji depolama çözümlerinden yapay zekâ destekli şarj ağlarına kadar çok sayıda yenilikçi teknoloji tanıtıldı.
Katılımcı markalar arasında:
Hızlı şarj sistemleri geliştiren yerli girişimler, Avrupa standartlarında DC şarj altyapısı üreten firmalar, yeni nesil batarya yönetim teknolojileri üzerine çalışan Ar-Ge ekipleri, yazılım tabanlı şarj istasyonu yönetim platformları, elektrikli araç kullanıcılarına yönelik enerji verimliliği çözümleri öne çıktı.
Fuarda özellikle yüksek kapasiteli DC şarj ünitelerindeki rekabet dikkat çekti. 200 kW üzeri güç çıkışlı sistemler, markaların vitrindeki yıldızıydı.
Bu Fuar Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Elektrikli araç dönüşümünün en kritik basamağı altyapı. Türkiye, kısa sürede hızlı yol almayı başardı; ancak sektörün sürdürülebilir büyümesi için teknoloji, standartlar ve yatırım ortamı hâlâ kritik birer başlık.
Bu fuar, aslında üç şeyi açıkça gösterdi: Türkiye, şarj teknolojilerinde dışa bağımlılığı azaltmaya kararlı.Yerli üreticiler rekabet gücü yüksek ürünler ortaya koymaya başladı. Ekosistem artık birbirini tamamlayan bütünsel bir yapıya evriliyor.
Ziyaretçi Deneyimi Neden Bu Kadar Olumlu Karşılandı?
Fuar alanına adım atan çoğu ziyaretçi şu iki detayı özellikle vurguladı: Düzeni ve akıcılığı bozmayan geniş koridorlar, standların ferah yerleşimi sayesinde sağlanan rahat dolaşım imkânı.
Fuar, uzun yıllardır Türkiye’de tartışılan “altyapıdan bağımsız organizasyon kalitesi” sorununa adeta bir cevap niteliğindeydi. Çoğu sektör profesyoneli, “Nihayet gerçekten dünya standartlarında hissettiren bir fuar!” değerlendirmesini yaptı.
Gelecek Yıllarda Sektörü Ne Bekliyor?
Elektrikli araç altyapısında yoğunlaşan rekabet ortamı, yeni yatırımların sinyallerini verdi. Birçok şirket fuar sırasında: Yeni iş birlikleri için ilk adımları attı, ortak teknoloji geliştirme görüşmeleri yaptı.Türkiye’nin enerji dönüşümünde daha büyük rol oynama planlarını açıkladı. Kısacası bu fuar, hem bugünün ihtiyaçlarını karşılayan hem de geleceğin altyapısına ışık tutan bir zirve niteliğindeydi.
------Abdullah Kurtay’ın Fuar Yorumu-----
“Son Yılların En Profesyonel Fuarı”
Yurt içi ve yurt dışında 50’nin üzerinde fuarı gazeteci kimliğimle takip etmiş biri olarak, bugüne kadar otomotivden motosiklete, sinema teknolojilerinden lojistiğe kadar pek çok alandaki organizasyonlara tanıklık ettim. Bir zamanlar fuarlar, özellikle katılımcıların basın mensuplarına gösterdiği özen sayesinde ayrı bir keyifti. Herkes işini bilirdi; organizatör sahada olur, markalar iletişime önem verir, basın gerçek anlamda değer görürdü.
Son yıllarda Türkiye’de yaşanan bir “gazeteci!.. enflasyonu”, tablonun bozulmasına yol açtı. Ne yazık ki birçok fuarda organizatörler kopuk, katılımcılar ilgisiz, fuar alanları ise adeta “çadır pazar” düzeninde.
Öyle ki İzmir’de takip ettiğim lojistik fuarı 10 üzerinden 8 puanı hak ederken, İstanbul’daki Logitrans Fuarı’na 5 bile vermek zor. Hatta 2025 edisyonu, 2024’ü bile arattı: Sıkışık alanlar, panayır havası, akıl almaz bir giriş düzeni… Fuar alanı girişindeki çadır sistemi ise Afganistan ya da Pakistan’daki en mütevazı fuarlardan bile daha uygunsuzdu.
Şimdi gelelim 10 üzerinden 10 puan verdiğim Logitrans Fuarı'ndan 1 hafta önce gerçekleşen Elektrikli Araç Şarj İstasyonu ve Teknolojileri Fuarı'na... beni yıllar sonra ilk kez şaşırttı.
Üstelik olumlu anlamda…
Bu kadar özenli, bu kadar temiz ve bu kadar iyi düşünülmüş bir tasarım görmek gerçekten mutluluk vericiydi.
Geniş geçiş koridorları, renkleriyle yönlendirme sağlayan özenle döşenmiş halılar, her markaya nefes aldıran ferah stand aralıkları, detaylara gösterilmiş profesyonel bir dikkatin ürünüydü.
Ve çoğu fuarda eleştirilerin hedefi olan tuvaletler bile kusursuzdu.
Tüm bu tablo, tek bir şeyi düşündürdü:
Türkiye bu seviyede fuar organizasyonlarına aç.
İstanbul, gerçek anlamda dünya standardında en azından -sektörel yayın alanım olduğu için söylüyorum- bir lojistik fuarını fazlasıyla hak ediyor.
Artık UTİKAD ve UND gibi sektörün güçlü kurumlarının bu konuya yeni bir perspektif ve sorumlulukla yaklaşmasının zamanı gelmedi mi?
Kısacası…
Bu fuar, uzun süredir özlediğimiz profesyonellik standardını hatırlattı.
Organizatörleri tanımam ama kendilerini gönülden kutluyorum.
Umarım Türkiye’de fuarcılığın yeniden yükselişinin başlangıcı olur.





