Alman otomotiv devlerinin, “Alman mühendisliği” efsanesiyle yıllarca taht kurduğu küresel otomobil piyasasında kartlar yeniden kırılıyor. Ancak bu kez oyunun kuralını yazanlar, Uzak Doğu'dan geliyor.

Denetim ve danışmanlık şirketi EY’nin son raporu, Almanya’daki otomotiv devleri için adeta bir soğuk duş etkisi yarattı. Raporun satır araları değil, manşeti bile yeterince açık: Asyalı üreticiler, sadece teknolojik olarak değil, kârlılık ve satış açısından da Alman rakiplerini sollamış durumda.

BYD kim?” diye burun kıvıranlar şimdi sadece BYD’yi değil, arkasındaki tüm Çinli otomotiv kuşağını ciddiye almak zorunda.

2025’in ilk çeyrek verilerine göre; BMW, Mercedes ve Volkswagen’in toplam satışları %2,3 azaldı. Kâr kaybı ise %33 gibi ürkütücü bir seviyeye ulaştı. Amerikan üreticilerde de tablo farklı değil. Onlar da hem satışta hem kârda aşağı yönlü seyrediyor. Ama Doğu cephesinde işler bambaşka…

Çinli otomobil üreticileri satışlarını %15, kârlarını ise şaşırtıcı bir şekilde %66 oranında artırdı. Japon ve Güney Koreli üreticiler de benzer başarılar gösterdi. Şu an dünyanın en kârlı altı otomobil üreticisinden beşi Asya’dan. Kulağa biraz garip geliyor olabilir ama artık otomotivde “Alman disiplini” değil, “Asya ataklığı” konuşuluyor.

Peki Almanya neyi kaçırdı?

EY’den Constantin Gall’e kulak verelim. Ona göre sorun birkaç cephede birden patlak verdi: jeopolitik belirsizlikler, artan maliyetler, ABD tarifeleri ve teknolojik geç kalmışlık. Ancak asıl mesele, Alman otomotiv devlerinin, sektördeki dönüşüme yeterince hızlı adapte olamaması. Elektrikli araçlar geliyor, otonom sürüş kapıda, tüketici alışkanlıkları hızla değişiyor.

Ama Alman üreticiler hâlâ premium dizel motorlarla sahnede kalmaya çalışıyor.

Gall’in sözleri aslında çok daha sert: “Bazı üreticilerin tüm iş modeli tehlikede.” Bu söz boşuna söylenmiş değil. Çünkü bugün sadece araba üretmiyorsunuz; yazılım geliştiriyor, hizmet sunuyor, kullanıcı deneyimi yaratıyorsunuz.

Tesla’nın ya da BYD’nin sırrı burada yatıyor!

Çin ise bu dönüşümü adeta bir “devlet politikası” olarak benimsedi. Önce Batı’dan öğrendiler, şimdi Batı’ya ders veriyorlar. Hem de kendi pazarlarında değil, Avrupa yollarında...

Alman otomotiv endüstrisi için saat işliyor. Geri dönüş mümkün mü? Elbette. Ama bu, sadece birkaç işten çıkarma dalgasıyla, birkaç model yenilemeyle olacak iş değil. Kendi içlerinden yeni bir yol haritası çıkarmaları gerekiyor. Belki de artık “Made in Germany” etiketinin yanına “Inspired by Asia” yazmanın zamanı geldi.